Özel Arama

6th World Water Forum Kick-off Meeting
Paris & Marseille, 2-4 June 2010

More than 400 people will gather in Paris and Marseille at the beginning of June for the 6th World Water Forum Kick-off meeting. The Kick-off meeting marks the beginning of a 2-year countdown towards the 6th World Water Forum 2012, during which time various preparatory processes and events will be organised. This will be an opportunity for you and your organization to contribute with your ideas and experience in the very first step of the preparation of the next World Water Forum.

The Forum of Solutions


The 6th World Water Forum will build upon and go beyond the recommendations and outputs of the 5th World Water Forum. Working around the idea of “Solutions for Water”, it will seek to identify, promote and develop concrete solutions for water. We invite you to start thinking along those lines within your organization and networks, and bring to the kick-off your ideas and solutions.

Through this event, we wish to create a willingness and appetite for all stakeholders to contribute to and engage in the 6th World Water Forum process. During the kick-off, discussion and exchange on vital questions and issues will help orient the preparatory process and its focus on solutions for water. In addition, it will be the opportunity to learn more about what will make this Forum unique, in particular its emphasis on solutions and citizens, and about the processes that will be used to build the 6th World Water Forum together. We will depend on participants to help spread the word throughout different regions and sectors so that the 6th World Water Forum will find its strength through its diversity. 

Anayasada 50 nokta

Posted by aulger On 07:07 0 yorum



İNKILAP TARİHİ

v II. Meşrutiyet dönemi düşünce akımı.......................Türkçülük

v II. meşrutiyetin ilan edilmesine yol açan olaylar...................Reval görüşmeleri, İttihat ve Terakkinin çalışmaları, Abdülhamid’in istibdat yönetimi

v 31 Mart olayı................... sistemi değiştirmeye yönelik çıkan ilk isyan

v Balkan savaşlarıyla..............Arnavutluk, Makedonya, Batı Trakya, Ve Ege adaları (Gökçeada ve Bozcaada Hariç) kaybedildi

v Arnavutluk.......................I. balkan savaşı sırasında bağımsızlığını ilan etti

v Arnavutluk......................Osmanlıdan ayrılan son balkan devleti

v I Balkan savaşı sonunda imzalanan anlaşma..................Londra barış antlaşması

v On iki ada ve Rodos’un balkan savaşları sonuna kadar geçici olarak İtalya’ya bırakılması.............Uşi antlaşması

v II Balkan savaşında......................Edirne ve Kırklareli geri alındı

v Balkan savaşlarını bitiren anlaşmalar.....................Bükreş ant. (bulgarista- diğer balkan devletleri), İstanbul ant. ( Osmanlı-bulgaristan), Atina ant. (osmanlı-Yunanistan)

v Rusya I.dünya savaşından........................ Brest Litowsk ant. İle geri çekildi

v Rusya’nın Berlin ant. İle kendine bırakılan Kars, Ardahan, Batum’u Osmanlıya geri vermesi.............. Brest Litowsk ant

v Osmanlının I. Dünya savaşında başarılı olduğu tek cephe.....................Çanakkale cephesi

v Dünya savaşında M. Kemal’in görev aldığı cepheler........................Çanakkale cephesi, Kafkas

v cephesi, Suriye cephesi

v Yeni bir Türk devleti kurma amacı taşıyan cemiyet..................Trakya paşaeli cemiyeti

v M. Kemal Samsun raporuyla.................... ilkkez resmi görevine ters düştü

v Havza genelgesinde..............Mondros ateşkesine ilk kez açıkça karşı çıkılmış

v Kurtuluş savaşının amacı- gerekçesi –yöntemi..................Amasya genelgesi

v İlk kez resmi bir kuruldan söz edilmesi......................Amasya genelgesi

v Manda ve himayenin ilk reddedilmesi....................Erzurum kongresi

v Kapitülasyonların ilk kez reddedilmesi............... Erzurum kongresi

v Temsil heyetinin oluşturulması................. Erzurum kongresi

v Misakı Millinin ilk şeklinin belirlendiği olay.................... Erzurum kongresi

v Erzurum Kongresi.............Trabzon muhafazaa-i Hukuk Cemiyeti ve Erzurum Müdafaa-i Hukuk cemiyeti tarafından toplanmış

v Manda ve himayenin kesin olarak reddedilmesi......................Sivas kongresi

v Temsil kurulunun ‘’bütün yurdu’’ temsil eder şeklinde yeniden düzenlenmesi.................. Sivas kongresi

v İrade-i Milliyenin çıkarılması.....................Sivas kongresi

v Temsil kurulunun yürütme yetkisini kullanması..................Ali Fuat Paşayı batı cephesine ataması

v Temsil kurulunun ilk siyasi başarısı............Damat Ferit’in görevden alınması

v Temsil kurlunun ikinci siyasi başarısı.....................Amasya protokolü

v Sivas kongresinden sonra Temsilciler kurulunun istanbul hükümeti ile bütün ilişkisini kesmesinde etkili olan olay...........Ali Galip Olayı

v Misakı Milli kararları....................Sınırlar, Boğazlar, Azınlık hakları, Kapitülasyonlar, Arap ülkeleri, Batı trakya, Vilayeti Selase( Kars, Ardahan, Batum’da halk oylaması), Osmanlı borçları

v Misakı Milli’yi ilk tanıyan devlet...................Rusya (moskova ant.)

v Misakı Milli’den taviz verilen antlaşmalar..................Ankara ve Moskova ant.

v Milli mücadele döneminde Mustafa Kemal’in katkılarıyla Yunus Nadi ve Halide Edip tarafından..........................Anadolu ajansı kurulmuş

v Hakimiyeti Milliye gazetesinin çıkarılması....................Temsil heyetinin Ankara’ya gelmesinden sonra

v Kurtuluş savaşının diplomatik kaynağı................Misakı milli kararları

v Amasya genelgesinde............... Azınlıklar ile ilgili bir hüküm yer almamıştır

v Erzurum kongresinde................ Azınlıklara egemenliğimizi ve toplumsal dengemizi bozacak imtiyazların verilemeyeceğinin ilk kez belirtilmesi

v Amasya görüşmelerinde ..........................Müslüman olmayan azınlıklara devletin birliğini bozacak ayrıcalıkların tanınmayacağı kararı alınmıştır

v Lozan antlaşmasında..............................Azınlık lar Türk vatandaşı olarak kabul edilmiştir

v I. TBMM’nin çıkardığı ilk kanun...................ağnam vergisinin arttırılması

v I.TBMM’nin çıkardığı ikinci kanun...............Hıyaneti Vataniye kanunu

v I. TBMM’de en çok tartışılan konu...............................Ulusal egemenlik

v I. TBMM’nin açılmasını hızlandıran olay...................İtilafların mebusanı dağıtması

v Hıyaneti Vataniye kanunun yayınlanması.......................İstiklal mahkemeleri

v Gediz taarruzu..................olumsuz sonuçlanmasının ardından batı cephesi komutanlığına Ali Fuat Paşa yerine İsmet Paşa getirildi

v I İnönü savaşı..................Düzenli ordunun kazandığı ilk zafer

v I İnönü savaşı sonucunda..................Teşkilatı esasiye(1921) / Rusya ile Moskova ant. / Afganistan ile dostluk ant. / Londra konferansı / İstiklal marşının kabulü

v Londra konferansı........................İtilaf devletleri TBMM hükümetini ilk kez resmen tanıdılar

v ‘’Siz orada yalnız düşmanı değil milletin makus talihinide yendiniz’’.....................II. İnönü

v İtalyanların anadoluda işgal ettikleri yerleri boşaltmaya başlaması...................II. İnönü

v Kurtuluş savaşında düzenli ordunun başarısız olduğu ilk ve tek savaş ................Kütahya- Eskişehir savaşları

v M. Kemal’in başkomutan seçilmesi.....................Kütahya- Eskişehir savaşları sonucunda

v Tekalife Milliye emirleri................................ Kütahya- Eskişehir savaşları sonucunda

v ‘Hattı müdafa yoktur sathı müdafa vardır’....................Sakarya savaşı

v Sakarya savaşı sonuçları..........................Kars ant. (Kafkas devletleriyle) / Ankara ant.(fransızlarla) / Esir değişim yapıldı / M.Kemal’e gazi ve mareşal rütbesi verildi / Türk taarruz dönemi başladı

v Kars antlaşması......................Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan X TBMM

v Kars ant....................Doğu sınırı kesinleşti

v Ankara antlaşması (1921)............Hatay ve iskenderun hariç Güney sınırı çizildi. İtilaf devletleri arasında parçalanma başladı

v TBMM ile savaşa son vererek ant. yapan ilk devlet...............Fransa

v ‘Düşman karşısında bulunan ordumuz başsız bırakılamazdı. Bunun için bırakamam ve bırakmayacağım’........................Büyük Taarruz

v Büyük Taaruz sonucunda ...........Mudanya ateşkes ant. İmzalandı

v Mudanya ateşkes antlaşmasına katılan devletler.............Türkiye, İngiltere, Fransa, İtalya (türkiye’yi İsmet İnönü temsil etti)

v Avrupa’da ilk büyükelçilik ........................Gürcistan tarafından açıldı

v Doğu Trakya’nın Yunan işgalinden kurtarılması...................Mudanya ateşkes ant.

v Devletlerin TBMM’yi tanıma sırası.......................Ermenistan, Afganistan, Rusya, Fransa

v Lozan’da Fransa’nın en çok itiraz ettiği konular................Kapitülasyonlar, Yabancı okullar

v Lozanı kesintiye uğratan konular...........................Ermeni sorunu, Kapitülasyonlar

v Harf inkılabının temel amacı................Okuma yazmayı kolaylaştırarak okur yazar oranını arttırmak

v Millet mekteplerinin açılmasındaki amaç....................Okuma yazma çağını geçirmiş olan yetişkinlerede okuma yazma öğretmek ve yeni türk harflerinin tanıtılmasını sağlamak

v Halifeliğin kaldırıldığı gün...........................Şeriye ve Efkaf veklaeti kaldırıldı / Erkanı Harbiye vekaleti kaldırıldı / Tevhidi Tedrisat kanunu kabul edildi / Osmanlı hanedanının Türkiye sınırları dışına çıkarılması kararlaştırıldı

v Latin harfleriyle basılan ilk gazete.....................Mardin gazetesi (1928


Atatürk'ün Faaliyetleri

Posted by aulger On 15:43 0 yorum

ATATÜRK'ÜN YAZDIĞI KİTAPLAR
1. Nutuk
2. Atatürk'ten Mektuplar
3. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri
4. Atatürk'ün Hatıra Defteri
5. Arıburnu Muharebeleri Raporu
6. Karlsbad Hatıraları
7. Geometri
8. Medeni Bilgiler
9. Bölüğün Muharebe Eğitimi
10. Takımın Muharebe Eğitimi
11. Taktik Tatbikat Gezisi
12. Taktik Meselelerin Çözümü
13. Cumali Ordugahı
14. Zabit ve Kumandan ile Söyleşiler
Atatürk’ün çıkardığı gazeteler
Ø Minber ................mondros ateşkesinden sonra, Fethi Okyar ile birlikte çıkardı
Ø İrade-i Milliye...............Sivas kongresinden sonra
Ø Hakimiyeti Milliye..............10 Ocak 1920 Anadolu ve Rumeli M.H.C nin yayın organıdır
İNKILAPLAR
Ekonomik alanda yapılan inkılaplar
§ İzmir iktisat kongresi ( 17 Şubat- 4 Mart 1923)
§ Türkiye iş bankasının kurulması (26 Ağustos 1924)
§ Aşar vergisinin kaldırılması (17 Şubat 1925)
§ Kabotaj kanunu'nun kabulü (1 Temmuz 1926)
§ Teşvik-i sanayi kanunu (28 Mayıs 1927)
§ Beş yıllık kalkınma planı (1934)
§ Etibank ve MTA'nın kurulması ( 1935)
§ Denizbank'ın kurulması ( 1937)
§ Beş yıllık kalkınma planı ( 1938)
Sosyal alanda yapılan inkılaplar
§ Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması ( 3 Kasım 1925)
§ Şapka kanunu'nun kabulü ( 25 Kasım 1925)
§ Uluslararası saat ve takvimin kabulü ( 26 Aralık 1925)
§ Uluslararası rakamların kabulü ( 20 MAyıs 1928)
§ Soyadı kanunu'nun kabulü ( 21 Haziran 1934)
§ Bazı kisvelerin giyilemeyeceğine dair kanun ( 3 Aralık 1934)
§ Kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı verilmesi ( 3 Nisan 1930)
§ Kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının verilmesi ( 5 Aralık 1934)
Eğitim ve kültür alanında yapılan inkılaplar
§ Tevhid-i tedrisat kanunu ( 3 Mart 1924)
§ Maarif teşkilatı hakkında kanun ( 2 Mart 1926)
§ Yeni türk harflerinin kabulü hakkındaki kanun (1 Kasım 1928)
§ Millet mekteplerinin açılması ( 24 Kasım 1928)
§ Türk tarih kurumunun kuruluşu ( 15 Nisan 1931)
§ Türk dil kurumunun kuruluşu ( 12 Temmuz 1932)
§ İstanbul ünv kurulması ( 1933)
Hukuk alanında yapılan inkılaplar
§ Türk medeni kanun ( 17 Şubat 1926)
§ Türk ceza kanunu ( 1 Mart 1926)
§ Türk ticaret kanunu ( 29 Mayıs 1926)
§ Ceza mahkemeleri usul kanunu ( 4 Nisan 1929)
§ İcra iflas kanunu ( 24 Nisan 1929)
§ Deniz ticareti kanunu ( 13 Mayıs 1929)
Siyasal alanda yapılan inkılaplar
§ Saltanatın kaldırılması ( 1 Kasım 1922)
§ Cumhuriyetin ilanı ( 29 Ekim 1923)
§ Halifeliğin kaldırılması ( 3 Mart 1924)
§ 1924 anyasasının kabulü ( 20 Nisan 1924)

Uzun tartışmaların ardından Meclis'ten geçerek Köşk'e sunulan anayasa değişikliği paketi, 2,5 milyon memura verilen kınama ve uyarı cezalarına yargı yolunu açıyor.

. Türk Deniz Ticaretinin Durumu

Türkiye’nin kullanılan yollar itibariyle dış ticaret taşımalarının  aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
YIL
DENİZYOLU
DEMİRYOLU
KARAYOLU
HAVAYOLU
DİĞER
2000
88,6
0,5
8,6
0,2
2,1
2001
87,0
0,6
10,6
0,2
1,6
2002
87.3
0.7
9.7
0.2
2.1
2003
87.6
0.8
10.5
0.1
1.0
2004
87.4
1.2
10.3
0.1
1.0
2005
86.0
1.2
11.9
0.2
0.7

Türkiye ile Rusya arasında, aralarında Akkuyu'da nükleer santral kurulması ile Türk ve Rus vatandaşlarının karşılıklı seyahatlerinde vize muafiyeti öngören anlaşmaların da bulunduğu bazı ikili anlaşmalar imzalandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev arasındaki görüşmenin ardından iki ülke hükümetleri arasında bazı anlaşmalara imza atıldı.

-RUSYA İLE YAPILAN ANLAŞMALAR-
Türkiye ile Rusya hükümetleri arasında bazı ikili anlaşmalara imza atıldı. Buna göre, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Federal Veterinerlik ve Bitki Karantina Servisi arasında tahıl ve ürünlerinin kalite ve güvenilirliğinin sağlanması konusunda memorandum imzalandı.


Türkiye'den Rusya Federasyonu'na kanatlı et ve işlem görmemiş kanatlı et ürünlerinin gönderme şartları konusunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Federal Veterinerlik ve Bitki Karantina Servisi arasında mutabakat zabtına imza konuldu.


Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Federal Turizm Ajansı arasında 2010-2011 yılları için işbirliği programı imzalandı.


Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Enerji Bakanlığı arasında Karadeniz Bölgesindeki ham petrolün Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru hattının önceliği temel alınarak güvenli taşınmasına yönelik işbirliğine ilişkin mutabakat zaptına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Rusya Federasyonu Enerji Bakanı tarafından imza atıldı.


Türk-Rus Hükümetleri Arası Karma Ekonomik Komisyonu 10. dönem toplantısı protokolü ile Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile Rusya Federasyonu hükümeti arasında Türkiye Cumhuriyeti'nde Akkuyu savasında bir nükleer güç santralinin tesisine ve işletimine dair işbirliğine ilişkin anlaşma da imzalandı. Anlaşmaya Türkiye adına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız imza koydu.


Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Tarım Bakanlığı arasında işbirliği memorandumu Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker ve Rusya Federasyonu Tarım Bakanı tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu hükümetleri arasında Kafkas Samsun Limanları üzerinden demir yolu feribotu ile uluslararası karma taşımacılığın organize edilmesi hakkında anlaşma Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Rusya Federasyonu Ulaştırma Bakanı arasında imza edildi.


Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu hükümeti arasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ve Rusya Federasyonu vatandaşlarının karşılıklı seyahatlerine ilişkin usullere dair anlaşma, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov arasında imzalandı.


Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında üst düzey işbirliği konseyinin kurulmasına ilişkin ortak açıklamayı da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dimitri Medvedev imzaladı.
Kaynak : Star Gazatesi

SES BİLGİSİ ve YAZIM KURALLARI


A) Ünlü Uyumları

B) Ünsüz Değişmeleri

C) Ses Olayları

D) Yazım Kuralları


Bir dilin seslerini ve seslerle ilgili özelliklerini inceleyen dilbilgisi dalına SES BİLGİSİ (Fonetik) denir

Dilimizde sesleri karşılayan 8 ünlü (sesli), 21 ünsüz (sessiz) harf vardır Sesler heceleri, heceler de sözcükleri oluşturur Ünlülerin hece değeri vardır Ünsüzlerin hece değeri yoktur Sözcükteki ünlü sayısı hece sayısını belirler


ÜNLÜ UYUMLARI

1- Büyük Ünlü Uyumu : Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde ince ünlü varsa, diğer hecelerinde de ince; kalın ünlü varsa, diğer hecelerinde de kalın ünlü bulunmasıdır


İlk Hece Sonraki Hece

Kalın Kalın

(a, ı, o, u) (a, ı, u)

İnce İnce

(e, i, ö, ü) (e, i, ü)

2- Küçük Ünlü Uyumu : Türkçe sözcüklerde, her düz ünlüyü düz ünlüler; yuvarlak ünlüleri de ya düz geniş (a, e) ya da dar yuvarlak (u, ü) ünlüler izler Küçük ünlü uyumuna ‘’Düzlük-Yuvarlaklık Uyumu’’ da denebilir

İlk Hece Sonraki Hece

Düz Düz

(a, e, ı, i) (a, e, ı, i)

Yuvarlak Dar-Yuvarlak, Düz-Geniş

(o, ö, u, ü) (a, e, u, ü)


* ‘’O, ö’’ sesi yalnızca ilk hecede bulunur; sonraki hecelerde bulunmaz


* ‘’-yor’’ ekindeki ‘’o’’ sesi bu kuralı bozar (Bilmiyor – Gülmüyor)


* Kamyon , radyo, doktor, horoz, motor, sözcükleri Türkçe değildir


* Çamur, yağmur, tavuk, kabuk, kavun, gibi sözcükler Türkçe olmalarına karşın küçük ünlü kuralına uymaz


DİKKAT ; Bileşik sözcüklerde ünlü uyumu aranmaz; gerekirse her sözcükte ayrı ayrı aranır


* Ünlü Uyumları Türkçe Sözcüklerde Aranır

‘’ Kalem, cihan, adalet, şükran, insan, mecmua’’ sözcükleri yabancı kökenli olduğu için bu kuralın dışındadır

* Anne, elma, kardeş, hangi sözcükleri (ana-alma-kardaş-kangı) gerçek biçimlerinden uzaklaştıkları için büyük ünlü uyumuna aykırı gibi görünürler Bu sözcükler Türkçedir


BÜYÜK ÜNLÜ UYUMUNA UYMAYAN EKLER

- yor = geliyor, seviyor, gülüyor

- ken = koşarken, ağlarken, bakarken

- ki = yukarıdaki, ondaki, dosyadaki

- leyin= akşamleyin, sabahleyin

- imtrak=yeşilimtrak, ekşimtrak

- daş = gönüldaş, ülküdaş


ÜNSÜZ DEĞİŞMELERİ

1- Ünsüz Yumuşaması : Sözcüğün sonundaki p, ç, t, k, ünsüzlerinin, ünlü ile başlayan ek aldıklarında b, c, d, g, ğ ünsüzlerine dönüşmesidir

Kürek + i = Küreği Umut + u = umudu

Çorap + ı = Çorabı Sevinç + i = Sevinci

* Tek hecelilerin ve –t ekiyle türemiş sözcüklerin çoğu bu kurala uymaz

Sırt + ı = Sırtı Sap + ı = Sapı

Anıt + a = Anıta Yakıt + ın = Yakıtın

* Yabancı sözcüklerin çoğunda da aynı durum vardır

Millet + in = Milletin Saat + e = Saate

1- Ünsüz Sertleşmesi : Dilimizdeki ; c, d, g, ünsüzleriyle başlayan eklerin sert ünsüzlerle biten sözcüklere eklendiklerinde ; ç, t, k ünsüzlerine dönüşmesidir

çiçek + ci = çiçekçi sert + ce = sertçe

beş + de = beşte sus + gun = suskun

hafif + dir = hafiftir dolap + dan = dolaptan

ağaç + da = ağaçta külah + cı = külahçı

* Bileşik sözcüklerde diğer kuralların yanı sıra bu kuralın da aranmaması gerekir ; Akdeniz, üçgen, akciğer

Türkiyenin Dağları Ovaları Platoları

Türkiye'deki dağların dağılışı:
* Kuzey Anadolu Dağları; (İsfendiyar Dağları, Canik Dağları, Rize Dağları, Mescid Dağı, Kop Dağı, Ilgaz Dağı, Köroğlu Dağı, Küre, Ilgar Dağı)
* Güney Anadolu Dağları; (Toros Dağları)
* Aladağlar
* Batı Anadolu Dağları; (Madra, Yunt, Aydın, Menteşe, Türkmen, Emir Dağı, Murat Dağı, Kaz dağları, Uludağ, Yıldız Dağları, Tekirdağ)
* İç Anadolu Dağları; (Elmadağ, Akdağlar, Tecer, Erciyes, Karacadağ)
* Doğu Anadolu Dağları; (Munzur Dağları, Palandöken, Bingöl Dağları, Allahüekber Dağları, Büyük Ağrı ve Küçük Ağrı Dağı, Tendürek, Süphan, Nemrut)

Nehirler ve Göller

Türkiye'de dağlarda bulunan küçük göllerle birlikte 120'den fazla doğal göl bulunmaktadır. En büyük ve en derin göl olan ve yükseltisi 1 646 m olan Van Gölü'nün alanı 3 712 km2 dir. İkinci büyük göl, İç Anadolu'daki Tuz Gölü'dür. Derin bir göl olmayan Tuz Gölü'nün denizden yüksekliği 925 m alanı ise 1 500 km2 dir. Türkiye'de göllerin toplandığı başlıca dört bölge vardır: Göller Yöresi (Eğirdir, Burdur, Beyşehir ve Acıgöl), Güney Marmara (Sapanca, İznik, Ulubat, Kuş Gölleri), Van Gölü ve çevresi, Tuz Gölü ve çevresi. Türkiye'deki göllerin bazılarının derinliği 30 m'den fazladır, bazıları ise sadece birkaç metre derinliktedir. Van Gölü'nün derinliği 100 m'den daha fazladır. Köyceğiz Gölü gibi denizle bağlantısı olan göller az tuzludur. Doğal göller dışında Türkiye'de 673 kadar baraj gölü bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının yüzey alanı; Atatürk Barajı 817 km2, Keban Barajı 675 km2, Karakaya Barajı 268 km2, Hirfanlı Barajı 263 km2, Altınkaya Barajı 118 km2, Kurtboğazı Barajı 6 km2 dir. Türkiye göllerinin yanı sıra akarsuları açısından da zengin bir ülkedir. Kaynakları Türkiye topraklarında olan birçok akarsu değişik denizlere dökülür. Nehirler döküldükleri denize göre sınıflandırılabilir. Karadeniz'e; Sakarya, Filyos, Kızılırmak, Yeşilırmak, Çoruh ırmakları; Akdeniz'e; Asi, Seyhan, Ceyhan, Tarsus, Dalaman ırmakları; Ege Denizi'ne; Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz ve Meriç nehirleri; Marmara Denizi'ne; Susurluk/Simav Çayı, Biga Çayı, Gönen Çayı dökülür. Ayrıca Fırat ve Dicle nehirleri Basra Körfezi'nde, Aras ve Kura nehirleri ise Hazar Denizi'nde son bulur. Kızılırmak 1 355 km, Yeşilırmak 519 km, Ceyhan Irmağı 509 km, Büyük Menderes 307 km, Susurluk Irmağı 321 km dir. Suriye sınırına kadar Dicle 523 km ve Fırat Nehri 1 263 km dir. Ermenistan sınırına kadar Aras nehri 548 km uzunluğundadır.
dsi.gov.tr
Türkiye'nin Nehirleri

BAŞLICA AKARSULARIMIZ

1 Karadeniz’e dökülenler

Çoruh: Üç ana koldan doğar. Çoruh, Oltu, Tortum çayları. Bunlar Yusufeli’nde birleşerek Gürcistan’dan denize dökülür. Vadi derin ve akış hızı fazla  olduğu için Rafting sporları yapılır.

Harşit: Trabzon ve Gümüşhane dağlarından doğar.
Yeşilırmak: üç ana koldan doğar. Kelkit; Erzincan dağlarından doğar. Erbaa,Niksar ovasına gelir, Burada Sivas’tan diğer Yeşilırmak ile birleşir. Çarşamba’dan Denize dökülür.
Kızılırmak: İç ve Doğu Anadolu’dan kaynağını alır. En uzun kolu Sivas’tan doğar. İç Anadolu’da iç bükey bir yay çizer. Devrez Çayı ve Gökırmak ile birleşir. Daha sonra Bafra’dan denize dökülür.

Bartın çayı: Küre dağlarından doğar. Taşımacılık yapılır.
Yenice: Üç ana koldan oluşur. Aras suyu ve Ulusu ile Bolu’dan geçer Büyüksu ile birleşir. Devrek’ten denize dökülür.

Sakarya: Porsck Çayı ile Kısmir Çayı birleşerek Sakarya’yı oluşturur. Daha sonra Pamuk ovada Göksu ile birleşir ve Adapazarı’na ulaşır.

Marmara Denize Dökülenler  :


Susurluk: İç Batı Anadolu’da Şaphane Dağlarında doğar. Nilüfer çayıyla birleşerek Marmara’ya dökülür.

Ayrıca : Gönen ve Karabaş çayları vardır.

Ege Denizine Dökülenler:

Meriç: Türkiye-Yunanistan sınırını oluşturur. Bulgaristan’da Rodop dağlarından doğar.Ege denizine dökülür.

Bakırçay: aynı adı taşıyan graben boyunca akar.

Gediz: Kütahya’daki  Murat dağından doğar. İzmir körfezinin kuzeybatısından dökülür. Alaşehir ve Kumçayı ile birleşir.

K.Menderes: Bozdağlardan doğar. Kuşadası körfezinden denize dökülür.

B.Menderes: Kaynağını İçbatı Anadolu dağlarından alır .

Akdenize dökülenler:

Aksu: Eğridir Gölü ve Davras dağlarından kaynağını alır, Antalya’dan denize dökülür.

Manavgat: Karstik kaynaklarla beslenir. Kanyon vadileri içerisinde akar. Manavgat’tan denize  dökülür.

Göksu: Taşeli platosundan iki kol halinde doğar. Kanyon vadilerden akar. Ermenek çayı ile birleşerek Akdeniz’e dökülür.

Seyhan: Aladağ ve Bolkar dağlarından doğar. Çakıtçayı ve Tahtalı dağlarından doğan Göksu ile birleşir.

Ceyhan: Elbistan havzasını çevreleyen dağlardan kaynağını alan Ceyhan, Maraş’taki Aksu çayı ile birleşir. Çukurova’ya ulaşır ve İskenderun körfezinden denize dökülür.

Basra körfezine dökülenler:


FIRAT:

Erzurum dağlarından doğar, Karasu ile Karasu ve Aras Dağlarından doğan Murat kollarından oluşur.bu iki kol Keban barajına dökülür ve Barajdan çıktıktan sonra Fırat adını alır. Daha sonra Suriye ve Irak’tan geçerek Dicle ile birleşir. Şat-ül Arap adı altında dökülür.

DİCLE:

Bitlis Dağlarının güney yamaçlarından doğar. Türkiye-Suriye sınırını oluşturur ve Irak topraklarına girer. Fırat’la birleşir ve Basra Körfezine dökülür. En önemli kolu Yüksekova’dan kaynağını alan Zapsuyu’dur.

Hazar Denizine Dökülenler:

KURA:

Yalnızçam ve Allahûekber dağlarından doğar. Ardahan’ı geçtikten sonra Gürcistan’a girer, Aras ile birleşerek Hazar’a dökülür.

ARAS:

Palandöken ve Kargapazarı dağlarından doğar. Iğdır ovasında, Çıldır Gölünden kaynağını alan Arpaçay ile birleşir ve ülkemizi terk ederek Kura ile birleşir.
AKARSU HAVZALARIMIZ

a) İç Anadolu Kapalı Havzaları:


1-Afyon, Akarcay havzası: Güneyde sultan dağları, Kuzeyde Emir dağları, kütlesi arasında çökme sonucu oluşmuş içinde Karamuk, Akşehir ve Eber göllerinin bulunduğu havzadır. Eber gölünün suları Akşehir’e dökülür. Akşehir’in suyu tuzlu, Eber’in suyu tatlıdır. Karamuk gölünün suları, bir düden vasıtasıyla Eğirdir gölüne dökülür.

2-Konya kapalı Havzası: Güneyde Toros dağları, kuzeyde Obruk platosu ile çevrilidir. Bu havzada Beyşehir gölünden gelen Çarşamba suyu dökülür. Bu havzaya dökülen akarsular, tuzlu bataklıkları besler.

3-Tuzgölü havzası: Tuzgölü çevresi, çökme sunucu oluşmuştur. Havzanın çevresindeki yüksek sahalardan gelen kısa boylu akarsular. Tuz gölüne dökülür.

b) Göller Yöresi Kapalı Havzaları:

1-Burdur gölü havzası: Çevreden gelen bir çok geçici akarsu ile, Tefenni ovasından gelen Eren çayı dökülür.

2-Acıgöl Havzası: Doğudaki Söğüt dağlarından kaynağını alan geçici akarsular dökülür.

Not: Göller yöresinde ayrıca Salda, Yarışlı, Burak ve Kestel gölleri kapalı havza özelliği taşır.

c) Van kapalı havzası:

Van gölünün güneyinde Bitlis, kuzeyinde ise volkanik dağlar uzanır. Van gölü, Nemrut dağından çıkan lavlar sonucu oluşmuştur. Van gölünün suyu sodalıdır.
cografyadersanesi.blogcu.com


TÜRKİYE’NİN OVALARI


OVA:
Vadilerle parçalanmamış çevrelerine göre alçakta olan geniş düzlüklere ova denir. Ülkemizde ovalar iki gruba ayrılır. Kıyılarda delta ovaları ve iç kesimlerdeki ovalar.

1-KIYI OVALARI: Kıyı ovaların oluşmasında akarsuların taşıdığı alüvyonların miktarı, kıyılardaki akıntı ve dalga faaliyetleri ve kıyıların derinliği etkili olmuştur.

Bafra Ovası: Kızılırmak oluşturmuştur. Çok verimli bir ovadır. Deltada kıyı gölleri bulunur. En büyüğü Balık gölüdür.

Çarşamba Ovası: Yeşilırmak’ın taşıdığı alüvyonlarla oluşmuştur.

Sakarya Ovası: Delta ovasında ziyade bir taban seviyesi ovası özelliği taşır.

Meriç Deltası: Küçük bir oluk içende oluşmuş olup Meriç nehrinin getirdiği alüvyonlarla meydana gelmiştir.

Gediz Ovası: Gediz nehri oluşturmuştur. İzmir Körfezi’nin dolma tehlikesi durumunda nehrin yatağı değiştirilmiştir.

Küçük Menderes Ovası: Faylanma sonucu çöken sahalara zamanla alüvyonların dolmasıyla oluşmuştur.

Büyük Menderes Ovası:  Büyük Menderes ırmağının getirdiği alüvyonla oluşmuştur. Ovada Çamiçi gölü yer almaktadır.

Çukurova: Seyhan ve Ceyhan nehri oluşturmuştur. Türkiye’nin en büyük delta ovasıdır.

2-İÇ BÖLGELERDEKİ OVALAR: iç bölgelerdeki ovalarımızın büyük bir bölümü, tektonik çanaklar içinde göl ve akarsu depolarının birikmesi sonucu meydana gelmiştir. İç bölgelerde yer alan ovalar, fay kuşaklarındaki çöküntü sahaları boyunca görülür.

Doğu Anadolu Fay Kuşağındaki Ovalar:

Muş ovası: karasu ve Murat nehirleri, menderesler çizerek akarlar

Bingöl ovası, Murat nehri tarafından oluşturulmuştur.

Elazığ ve Uluova: Bu ovalar bir yerleşme ve tarım alanıdır.

Antakya-K.Maraş Ovası: Nur Dağı doğusunda bir graben içinde yer alır.

Amik ovası: Asi nehrinin oluşturduğu bir çöküntü ovasıdır.

Kuzeydoğu Anadolu’da çökme sonucu oluşmuş olukların içerisinde geniş ovalar bulunur. Bunlar:

Göle ovası: Daha çok çayır ve bataklıklar yaygındır.

Ardahan ovası: Ovayı, Kura nehri sular.

Erzurum ovası: Türkiye’nin en yüksek ovalarından biridir (2000m)

Pasinler-Horasan Ovası: Aras nehrinin oluşturduğu bir ovadır.

Iğdır ovası: Etrafı dağlarla çevrilidir. Yüksekliği azdır. Sebze meyve ve yetiştirilir.

Kuzey Anadolu Fay Kuşağındaki Ovaları

Bu kuşak üzerinde doğu da Erzincan ile batıda İzmit Körfezi arasında  Suşehri, Erbaa, Niksar, Taşova, Ladik Merzifon, Suluova ,Tosya, Kargı, Kurşunlu, Çerkeş, Vezirköprü, Taşköprü, Bolu, Düzce, Adapazarı ve Sapanca olukları bulun ur.

İç Anadolu ovaları: İç Anadolu’da eski bir göl tabanı durumunda bulunan ve Türkiye’nin en büyük ovası olan Konya Ovası önemli yer kaplar.

Akşehir-Eber Ovası: Kuzeyde Emirdağları ile güneyde Sultan Dağları arasında bitişik halde bulunur. Bu ovalar üzerinde aynı zamanda göllerde bulunur. Ayrıca, Kayseri ve Develi ovaları ,Aksaray ovası, Ankara’da Akıncı ovası ve Çubuk ovası ve Eskişehir ovası bulunur.

Güney Doğu Anadolu Ovaları:


Türkiye’nin en büyük ovalarından biri olan ve Urfa’nın Suriye sınırında Altınbaşak, (Ceylanpınar) ovası bulunur. Ayrıca burada G.A.P kapsamında bulunan ovalar (Suruç, B. Antep, Klis) geniş yer kaplar.

Batı Anadolu Ovaları: Denizden başlayarak 200m yüksekliği kadar ulaşan ve kuzeyden güneye sıralanan Bakırçay, Gediz, K. ve B. Menderes ovaları bulunur. Ayrıca iç kısımlarda Bornova, Simav, Sandıklı, Afyon, Bursa,İnegöl,Karacabey,ve Balıkesir, ovaları yer alır.


OVALARIN ÖNEMİ :


1-Ovalar tarım ürünlerinin yetiştirildiği çok sayıda yerleşmelerin bulunduğu ve ulaşımın kolaylıkla sağlandığı sahalardır.

2-Ovalarımız önemli tarım sahalarıdır.

3-Ovalarımız önemli kentlerin kurulduğu sahalardır.

4-Ulaşım kolaylığı ve ucuz maliyetle konut ve sanayi tesisi inşaatı ovaları cazip hale getirmektedir.
cografyadersanesi.blogcu.com
TÜRKİYE’NİN PLATOLARI
PLATO:
Akarsularla derince parçalanmış hafif engebeli, çoğunlukla geniş saha kapsayan yüzey şekline plato denir.
İÇ ANADOLU :
Tuz gölü ve Konya ovası arasında OBRUK                                                            
Tuz gölünün batısında CİHANBEYLİ
Tuz gölünün kuzeybatısında HAYMANA
Eskişehir ve Afyon arasında YAZILIKAYA
Kızılırmak yayında BOZOK(Kızılırmak)
Yukarı Kızılırmak bölümünde Yozgat-Akdağmadeni arsında yükseklikleri 1000-1500 m arasında, tortul tabakalar arasında platolar bulunur.
DOĞU ANADOLU:
Doğu Anadolu Bölgesinde bazalt lavları üzerinde 1500-2000 m arasında Erzurum-Kars ve Ardahan Platoları vardır. Ayrıca 2000-2500 m aralığında Alahuekber ve Yalnızçam dağları üzerinde platolar bulunur.
EGE : İç Batı Anadolu eşiğinde özellikle Uşak dağları üzerindeki platolar.
AKDENİZ: Orta Toroslarda Taşeli
KARADENİZ: Orta Karadeniz’de Canik-Giresun Dağ. üzerinde ayrıca Fatsa-Şebinkarasihar arasında Perşembe yaylası.
G.DOĞU ANADOLU: Gaziantep ve Şanlıurfa platoları.
Not: Ülkemizdeki platolar, ya yatay tabakalı yapılar üzerinde ve lavların yayıldığı alanlarda yada aşınma sonucu düzleşmiş değişik araziler üzerinde bulunur. Platolardaki tarımsal faaliyetleri, iklim koşulları ve yükseklik durumu belirler.
weblopedi.com

Termik santraller(Katı yakıtlı, harici kazanda yanmalı, Rankine tipi) 

Katı fosil yakıtların kimyasal enerjisinin kazanlarda buhar elde etmek için kullanıldığı ve Rankine su-buhar çevrimine uygun Buhar türbinleri kullanılarak elektrik enerjisine dönüştürüldüğü elektrik santralleridir.
Günümüzde elektirik büyük oranda bu yöntemle üretilmektedir.

Hidroelektrik Santraller [değiştir]

Yüksek seviyedeki su birikintisinin potansiyel enerjisinin su türbinlerini tahrik etmek için kullanıldığı santrallerdir.

Termik santraller(Sıvı/gaz yakıt, kojenerasyon, kombine çevrim) 

Gaz türbinleri ve egzoz kazanları kullanarak buhar türbinleri ile güç üretimi yapan termik santrallerdir.

Termik santraller(Güneş enerjisi santralleri) 

Güneşden gelen ışınların enerjisinin kullanıldığı santraller.
  • Henüz Türkiyede bulunmamaktadır.

Termik santraller(Nükleer santraller)

Atom parçacıklarını ayıran veya birleştiren, fizyon veya füzyon enerjisinin kullanıldığı santraller.

Termik santraller(Jeotermal santraller) 

Yeraltı sıcak katmanlarınını yüksek sıcaklık kaynağı, atmosferi düşük sıcaklık kaynağı olarak kullanmak suretiyle güç üretimi yapan santrallerdir.

Rüzgâr enerjisi santralleri

Rüzgâr türbinleri vasıtasıyla güç üretimi yapan santrallerdir.

Türkiye'nin Kıyıları

Posted by aulger On 09:40 0 yorum


TÜRKiYE’NiN KIYILARI

Deniz kiyilarinin 8.333 km uzunlugundadir. Üç yandan ilik denizlerle kusatilmis olan ülkenin baslica özelligi, Kuzey Yariküre’de Ekvator ile Kuzey Kutup Bölgesi arasinda merkezi bir konumda olmasidir. Eskidünya’nin karalari arasinda yer almasina karsin denizlerle çevrilmis ve orta kusak iklim içinde bulunmasi tarih boyunca bu topraklarda yasamis medeniyetlere önemli üstünlükler saglamistir.

KIYI TIPLERI
Karadeniz’in Anadolu kiyilari, daglar kiyiya paralel uzandigindan genellikle dik ve yüksek kiyilar seklindedir. Boyuna kiyi tipi özelligindedir. Bu nedenle, Anadolu kiyilarinin gerçek uzunlugu ile kus uçusu uzunlugu arasindaki fark azdir. Daglar kiyiya paralel olarak uzandigi için kiyilar az girintili-çikintilidir. Bu kiyi tipine Boyuna Kiyi Tipi denir.
Tek dogal limani Sinop’tur. Arkasindaki daglarin ulasimi zorlastirmasi nedeniyle fazla gelismemistir. Buna ragmen Trabzon, Samsun gibi limanlar yapay olmasina ragmen ulasimlari sayesinde gelismislerdir.

Marmara Denizi kiyilarinda birden fazla kiyi tipi görülmektedir. Örnegin, Istanbul ve Çanakkale Bogazi kiyilarinda ria kiyi tipi, Izmit-Yalova arasinda enine kiyi tipi, kuzey kiyilarinda limanli kiyi tipi görülür. Karadeniz ne Kuzey Marmara kiyilari fazla girintili-çikintili degildir. Falez (Yaliyar) çok vardir. Fakat Güney Marmara kiyilari girintili-çikintilidir.

Izmit, Gemlik, Erdek ve Saros körfezleri vardir.Gelibolu, Biga, Kapidag, Armutlu, Çatalca-Kocaeli baslica yarimadalaridir.Gökçeada, Bozcaada, Marmara Adalari, Imrali, Istanbul Adalari ise baslica adalaridir.Istanbul ve Çanakkale Bogazlari Ria Tipi kiyilaridir.Kapidag Yarimadasi bir kiyi biriktirme sekli olan Tombolo’dur.
Ege Denizi’nin Edremit – Kusadasi arasi, daglar kiyiya dik uzandigindan enine kiyi tipindedir. Güneybati Anadolu kiyilari ise (Bodrum, Marmaris, Datça) ria tipi kiyilardir.
Ege Denizinin yerinde eskiden Egeid karasi bulunmaktaydi. Bunun çökmesi sonucunda bugünkü adalar meydana geldi. Bölge daglari kiyiya dik uzandigi için kiyi girintili-çikintili Enine Kiyi Tipidir.
Kiyida bir çok körfez, koy, yarmada ve buruna rastlanir. Edremit, Çandarli, Izmir, Kusadasi, Güllük, Gökova baslica körfezleridir.Resadiye, Bozburun, Dilek ve Izmir baslica yarimadalaridir.
Ege kiyilari girintili-çikintili oldugu için en uzun kiyimizdir. Mugla’da en uzun kiyiya sahip ilimizdir
Akdeniz’in Anadolu Kiyilari genlikle boyuna kiyi özelligindedir. Finike – Kas arasinda Dalmaçya kiyi tipi görülür.
Yurdumuzun batisinda alan bakimindan 5. büyük bölgemizdir. Kuzeyinde Marmara ,dogusunda Iç Anadolu ve güneyinde Akdeniz Bölgeleri vardir. Batisinda ise ismini aldigi Ege denizi bulunmaktadir. Bölgedeki yer sekillerinin bir kismi yer kabugu hareketleri ile olusan (Orojenez-Dag olusumu) kirilmalarla meydana gelmistir. Kirilma yerlerinde yükselen yerler Horst (dag), çöken yerler de Grabeni (çöküntü ovasi) olusturmustur. . Bölgenin batisinda daglar kiyiya dik uzanmistir. Bunun sonucunda; Girinti-çikinti fazladir. Bir çok koy ve körfez olusmustur.
Körfezler; Edremit, Dikili, Çandarli, Izmir, Kusadasi, Güllük ve Gökovadir. Iç kesimlere ulasim kolaydir. Limanlarin hinterlandi (ard bölgesi) genistir. Yani genis alana hitap eder. Deniz etkisi iç kesimlere kadar sokulabilir. Enine kiyi tipi olusmustur. Kita sahanligi (kiyidan 200 m derinlige kadar olan deniz) genistir. Bölgenin güney batisinda(Mentese yöresinde) daglarin uzanisi degismistir. Daglar burada K.bati-G.Dogu yönlüdür. Bu kiyilarda akarsu vadilerinin deniz sulari altinda kalmasi sonucu olusan kiyi tipine Ria tipi kiyilar denir.
Kiyilarin sekillenmesinde etkili olan belli basli kuvvetler sunlardir : Dalgalar - Akintilar - Gelgit - Akarsular - Buzullar - iç Kuvvetler - Daglarin uzanis sekli.

AKDENIZ VE KIYILARI
Anadolu yarim adasinin güneyi Dogu Akdeniz havzasi icinde güney kiyilarimizda torlos daglarinin yer yer kiyiya parallel yer yer de bat kesimde oldugu gibt dik geldigi görülür.tororslar karadebiz daglar`inda oldugu gibi bat ve orta kesim haric kiyiyi yakindan takip etmezler ve boyuna yapili kiyilarin genelde meydana gelmesine neden olurlar.Kiyi boyunca iki büyük Körfez “Antalya ve iskenderun”dikkati ceker.Iki Körfez arasinda kiyiya yaklasan daglar kalankli kiyilari olusturur.Antalya körfezi gerisinde yer Alan traverten dolgusu kiyinin yüksek falezli bir görünüm almasini sagbar,buna bagli olarakta ova üzerinde yer alan Düden sulari`nin caglayanlar halinde denize ulastiklari görülür.Akdeniz dünya denizleri icinde oldukca yüksek (%39) tuzluluk oranina sahip bir deniz olarak bilinir.
Boyuna kiyilarin en önemli özelikleri sunlardir ;
a) Kiyida girinti ve çikinti azdir. Kiyi çizgisi düzdür.
b) Kiyida koy ve körfez sayisi azdir
c) kita sahanligi dardir
d) Dogal liman oldukça azdir


Kiyiya paralel olarak uzanan daglar Bati ve Orta Toroslar olmak üzere ikiye ayrilir. Bati Toroslar Antalya körfezi çevresinde yer alir. Antalya Körfezi’nin bati kesimine Teke Yöresi denir
Akdeniz ve Karadeniz kiyilarinda daglar denize paralel uzandigi için kiyilarda girinti ve çikinti azdir.

KARADENIZ VE KIYILARI
Batida Bulgaristan sinirindan baslayip,Gürcistan sinirina Kadar uzanal weh 1685 km. Uzunlugu bulunan karadeniz kiyilari IV. Zaman baslarinda meydana gelen cökmeler sonucu sekillenmistir .Daglar kiyiya paralel olarak uzandigi için kiyilar az girintili-çikintilidir.Bu kiyi tipine ”Boyuna kiyi tipi” denir.Karadeniz kiyilari genelde falezli,yüksek kiyilardir.Kiyinin gerisine uzanal daglar sahilleri yakindan takip eder.Kiyida derelerin agizlarinda kücük Delta ve kumsallar meydana Gelirken büyük irmaklarin agizlarinda genis deltaklar “Bafra ve Carsamba yer alir. Tek dogal limani Sinop’tur. Trabzon, Samsun gibi limanlar yapay olmasina ragmen ulasimlari sayesinde gelismislerdir.
Kuzey anadolu daglari`nin önünde yer Alan genis bir cöküntü alani icindeki su birikintisi ic deniz,Karadeniz olarak adlandirilir.Tuzu az(%18) bir deniz olarak dikkati ceken karadenizde derinlere dogru gidildikce tuzluluk artar(%23).ayrica Karadeniz `de 200 m. derinlikten sonraki alanlarda(HS) Hidrojen sülfürlü camur yiginlari dikkati ceker ki bunlar suyun kireclenmesine ve canli hayatinin hemen hemen bu derinlikten Sonra yok olmasina neden olur.


MARMARA VE KIYILARI

Karadeniz ile Ege Denizi arasında Çanakkale ve İstanbul Boğazı ile bu denizlerden
ayrılan küçük bir iç deniz olan Marmara Denizi 11.350 km . alan kaplar. Üçüncü zaman sonu ile dördüncü zaman başlarında yer kabuğunda meydana gelen çökmeler sonucu teşekkül eden Marmara Denizi'nin orta kesiminde 1000-1200 m. derinlik-
leri bulan çukurlar yer alır. Bu bakımdan deniz ve yakın çevresi zamanımızda da yer sarsıntılarının şiddetli olduğu bir alandır.Marmara Denizi güney ve kuzey kesimlerinde oldukça genişşelf sahasına sahiptir ki bu kesimlerde çok sayıda adalar yer alır. Marmara Denizi'nin kıyıları genelde alçak kıyılar olarak dikkati çeker. Ancak kıyılarda geniş kıyı ovalarına rastlanmaz. Sadece güney kıyıları üzerinde Edincik-Biga arasında genişçe bir kıyıovasıile karşilaşilır. Marmara Denizi'nde yüzeyde sular az
tuzlu (%22) olurken derinlere inildikçe bu değer (%37) artar. Marmara Denizi'nde yüzeyde Karadeniz'den Ege Denizi'ne doğru bir akıntı görülürken dipte ise akıntı
ters yönde Ege'den Karadeniz'e doğrudur.
Kuzeyde yer alan ve bir eski akarsu vadisi olan İstanbul Boğazısonradan deniz basması ile bugünkü görünümünü almıştır. Boğaz, 30 km.'yi aşan uzunluğu ile çok önemli bir su yoludur. 660 m. ile 3 km. arasında değişen genişliğe sahip olan boğazın
derinliği ise 40 m. ile 90 m. arasındadır. Kıyılar çogu yerde fazla eğimli bir şekildedir. Boğazda yüzeyde Karadeniz Marmara Denizi yönünde yer yer ve zaman zaman 6-7
millik akıntıya karşilık dip akıntısı ise ters yöndedir.
Güneyde yer alan ve Marmara Denizi'ni Ege Denizi'ne bağlayan Çanakkale Boğazı ise İstanbul Boğazı'ndan iki kat fazla uzunluğa sahiptir (61 km.). Genişliği 7 km. ile 1200 m. arasında değişen boğazın derinliği yer yer 100-105 m.'yi bulur.

EGE VE KIYILARI
Balkan yarimadasi ile anadolu yarimadasinda yer alan ege denizi III. Zaman sonu ile IV. Zaman basinda siddetli yer hareketleri sonucu meydana gelen cokmeler Ile cukurluklarin sular altinda kalmasi neticesinde ortaya cikmistir.Cok sayida ada ve takimadalar yaninda sayisiz koy ve korfezleri ile dunyanin en girintili cikintili denizlerinden biri olan Ege Denizi tuzluluk orani (%39) bir denizdir.Anadolu yarimadasi`nin bat;güneybati kesiminde reliyef kiyiya dik olarak uzanir ve horst ile grabenlerden olusan bir yapi dikkati ceker.Buna bagli olarak kiyi yapisida degisiktir,genelde eine kiyi yapisi görülmekle baraber Karaburun-Urla-Izmir körfezi cevresinde satranc,güneybati ria ve dalmacya tipi kiyilar ile de karsilasilir.Ege denizi kiyilari 2600 km.`yi gecen uzunlugu ile èlkemizin en uzen kiyilarini teskil eder.


Enine kiyilarin en önemli özellikleri sunlardir ;
a) Kiyida girinti ve çikinti fazladir
b) Kiyida koy ve körfez sayisi fazladir
c) Kita sahanligi genistir .
d) Kiyiya yakin irili ufakli bir çok ada bulunmaktadir.
e) Bir çok dogal liman bulunmaktadir.

KIYILARIN SINIFLANDIRILMASI VE KIYI TIPLERI
Kiyi siniflandirilmasinda göz önüne alinan esaslar. Günümüzde yapilan siniflamalar. Kiyilarin morfolojisine göre yapilan siniflamalar. Kiyi siniflamasinda göz önüne alinan esaslar: Yapilan siniflandirmalarin çogu kiyilardaki genel görünüme ve kiyinin asli morfolojik karakterine baglidir.Dogru olan da budur.Ancak tek tek yerel bir takim özellikler göz önüne alinirsa siniflama karmasik olur. Günümüzde yapilan siniflamalardan 3 tanesi geçerliligini korur.Bunlar:
1-Suess tarafindan yapilan, yapi ile kiyi çizgisi arasindaki iliskiye dayali olan Pasifik ve Atlantik tipi kiyilardir.
2-Shepard’a ait görüs:Asli sekil ile gelisim sonrasi ortaya çikan sekli ayirt etmeyi tercih etmistir.Sirri Erinç de bu görüse dahildir. Zaman,yapi,seviye degisikliginin yönü ve kiyinin asli morfolojik karakteri mutlaka dikkate alinmalidir.
3-De Martonne, kiyilari cografi olgu öncelikli olaraktan, morfolojik özellikleri ise daha geri planda siniflandirmistir.
Kiyilarin morfolojisine göre yapilan siniflamalar: Yapilan çalismalar kiyi siniflandirmasinda önce yapisal,sonra da genetik olgularin göz önünde bulundurulmasi gerektigini ortaya koymustur.Bugün bazi kiyi birimleri morfolojideki gelisim durumuna göre siniflandirilir. Bu siniflamada 10 çesit kiyi ortaya konmustur.
Bunlar:
RIA TIPI KIYILAR: Bu tip kiyilarda agizz kisimlari deniz istilasina ugramis çok sayida derin akarsu vadisi yer alir.Denizin bu akarsu vadilerini istila etmesiyle kiyida derin koy ve körfezler meydana gelir. Bu türden koy ve körfezlere Iber Yarimadasinin kuzeybati kösesi Galisya’da Ria denir. Rialar genellikle eski kütleler içinde kazinmis akarsu vadileridir. Olusumunda kiyi haline geçen sahanin jeomorfolojisi önemlidir. Bretanya, Ispanya, Çin, güneybati Irlanda, güneybati Türkiye kiyilarinda görülür. Örnek Çanakkale ve Istanbul Bogazi ile Güneybati Anadolu kiyilari ve Istanbul'da yer alan Haliç(Altinboynuz).
HALIC TIPI KIYILAR: Bu kiyi tipinde deniz riali kiyilarda oldugu gibi irili ufakli çesitli kollar halinde karalarin içine sokulur.Çünki bunlar da riali kiyilar gibi akarsularla parçalanmis bir sahanin deniz istilasina maruz kalmasiyla olusur. Deniz bu olay sonucu akarsularin asagi yataklarini isgal etmis ve kara içine sokulan kollar haliçler meydana getirmistir. Bogulmus akarsu vadileri rialar kadar derin ve sarp yamaçli degildir. ABD’nin Atlas okyanusu kiyilarinin kuzeyinde Dalaware körfezi, Madagaskar adasinin kuzeybati kiyilari, Ingiltere’nin dogusunda Thames,Humber,Fransa’nin kuzeyinde bulunur.
DALMAÇYA TIPI KIYILAR: Daglarin kiyiya paralel olarak uzandigi yerlerde ,deniz suyunun daglar arasindaki çukur alanlara dolmasi sonucunda olusmaktadir. Kiyinin hemen gerisinde kiyiya paralel olarak uzanan adalar yer almaktadir.Örnek Adriyatik denizi kiyilarinda yer alan Dalmaçya kiyilari , Türkiye'den Akdeniz bölgesinde Teke yarimadasinda bulunan Finike - Kas kiyilari.
LIMANLI KIYILAR : Yüksekligi az olan kiyilardaki derin ve genis vadilerin sular altinda kalmasiyla olusur. Derinligin azligina bagli olarak kiyi setleriyle olusmus dogal limanlarla dolu bir kiyi özelligi gösterir.Alçak kiyilarda genis vadilerin deniz sulari altinda kalmasiyla olusur. Bu tip kiyilarda tombolo,kiyi oku , kiyi kordonu ve lagün gibi sekiller yaygindir. Marmara denizinin kuzey kiyilarinda görülmektedir. B. ve K.Çekmece Kiyilari örnek olabilir.
FIYORTLU KIYILAR: Çok parçalanmis, girintili çikintili bir görünüm gösteren yüksek kiyilardir. Dalli budakli bir sekilde kara içine km.lerce uzanabilen deniz kollarýný teþkil eder. Kiyinin bu görünümü, Norveç’te fiyort adi verilen, yan yana siralanmis ve deniz istilasina ugramis eski buzul vadilerinden veya teknelerinden ileri gelir. Boyuna profillerinde egik veya sürgülerle , bunlarin arasinda asiri oyulma çanaklari bulunur. Kaynak noktalarina dogru içlerinde yer yer göller bulunan, terk edilmis buzul vadileri özelligindedir. Enine profilleri U sekillidir. Boyuna profillerinde ise egik veya sürgülerle, bunlarin arasinda asiri oyulma çanaklari bulunur. Norveç, Izlanda, Iskoçya, Grönland adasi ve Lobrador kiyilarinda ,Alaska’nin güneyi ve güney Sili kiyilarinda tipik örneklerine rastlanir.Yan yana siralanmis çok sayida buzul vadisi vardir.
SKAYERLI KIYILAR: Fiyortlu kiyilar gibi çok parçali ve girintili çikintilidir. Deniz karaya, kanallar ve koylar halinde sokulmustur. Kanallar ve koylar fiyortlu kiyilarda oldugu gibi derin degildir.Rölyef önemsizdir. Olusumunda sular altinda kalan ve kiyi haline geçen bölgelerin morfolojik özellikleri rol oynamistir. Inlandsislerin kenar kisimlarina karsilik gelirler ve buzul topografyasina ait asindirma ve biriktirme sekillerini içerir. Arka arkaya siralanmis cephe morenleri, drumlinler, eskerler, hörgüç kaya kümeleri, tünel vadiler gibi sekillerin sular altinda kalmalari kiyiya karakteristik görünüm kazandirmistir. Isveç ve Finlandiya’da örnekleri görülür.
VOLKANIK KIYILAR: Kiyinin volkanik patlamalar sonucunda sekillenmesiyle olusur. Havai ve Endonezya kiyilarinda görülür. Türkiye'de örnegi yoktur.


DENIZLERDE HAREKET
Dalga: Rüzgarlarin etkisi ile deniz veya göl yüzeylerinde olusan salinim hareketlerine dalga adi verilir.Dalgalarin boyu ve siddeti rüzgarin hizina bagli olarak degisir. Rüzgarin siddeti arttikça dalgalarin boylari ve dalgalarin asindirma gücü artar.Rüzgarlar disinda denizlerde meydana gelen volkanizma ve deprem olaylari da dalga olusumuna neden olur. Bu dalgalara tsunami dalgalari adi verilir.Bu dalgalarin boylari depremin siddetine bagli olarak degisir , kimi zaman çok yüksek boylu olan bu dalgalar bir çok kisinin hayatina mal olur.
Dalgalar dik ve yüksek kiyilarda asindirma , alçak ve basik kiyilarda ise biriktirme yapmaktadir. Örnegin Karadeniz ve kiyilarinda asindirma sekilleri Ege kiyilarinda ise biriktirme sekilleri daha yaygindir.

DALGA ASINDIRMA SEKILLERI
FALEZ (YALIYAR): Kiyinin dik ve yüksek oldugu yerlerde dalgalarin yamacin altini oymasi ve üst kismin çökmesi sonucunda olusmaktadir. Asindirma sonucunda içeriye dogru genisleyen oyugun üst kisminda onu destekleyecek bir yer kalmaz ve agirliginin etkisi ile çöker. Türkiye'de Karadeniz ve Akdeniz kiyilarinda , özellikle Dogu ve Bati Karadeniz ile Antalya kiyilarinda ayrica Tekirdag -Istanbul arasinda yalivarlarin en güzel örneklerine rastlanmaktadir.

DALGA BIRIKTIRME SEKILLERI
KUMSAL (plaj): Dalgalarin asindirarak tasidigi malzemeleri sig kiyilarda biriktirmesiyle olusan kum depolaridir. Dalgalar deniz tabanlarindan sürükledikleri kumullari deniz ile karanin birlesim çizgisinde biriktirmesi ile plajlar meydana gelmektedir.

DALGA VE AKINTILARIN BIRIKTIRME SEKILLERI
KIYI OKU (KIYI KORDONU): Dalga ve akintilarin , kiyi boyunca sürükledikleri kumullari kiyidan denize dogru biriktirmeleri ile olusur. Kiyi kordonlarina Köycegiz yakinlarinda Dalyan kordonlari , Çukurova deltasinda bulunan kiyi kordonlari örnek olarak gösterilebilir.
LAGÜN ( DENIZ KULAGI): Dalga ve akintilarin birlikte olusturdugu kiyi oklarinin bir koy veya körfezin önünü kapatmasi sonucunda olusan göllerdir. Bu göllerin bir çok yerde deniz ile baglantisi kesilir. Bu göllere örnek olarak ; Marmara denizinde yer alan Küçük ve Büyük Çekmece gölü ile Terkos gölü verilebilir.
TOMBOLO (SAPLIADA) : Kiyinin açiklarinda bulunan bir adanin kiyi oklari ile karaya baglanmasina tombolo adi verilir. Türkiye'den verilebilecek en güzel örnek Marmara Denizinin güneyinde yer alan Kapidag Yarimadasidir.

GEL- GIT (MED CEZIR)
Ay'in ve Günes'in Dünya üzerindeki çekim etkisi ile su kütlelerinin belirli periyodlarla kabarma ve çekilmelerine gelgit denir.Gelgit okyanus kiyilarinda kenar denizlere ve iç denizlere göre daha fazladir. Ülkemiz iç denizlerle çevrili oldugu için gelgitin etkisi yok denecek kadar azdir Gelgitin etkili oldugu kiyilarda haliç adi verilen yer sekli olusmaktadir. Bu kiyilarda akarsu birikim sekillerinden olan delta kesinlikle olusmaz.

EGE BÖLGESINDEKI TURISTIK YERLER:
Ege kiyilari Türkiyenin en güzel yerlerindendir. Büyüleyici bir sahil seridi ve temiz sulara sahiptir. Etrafi zeytin bahçeleri, çam agaçlari ve kayaliklarla çevrili plajlari vardir. Bölgenin 5000 yildan fazla olan geçmisi, kültürü, mitolojisi, popüler tatil köyleri, eski uygarliklarin kalintilari vb. her türlü insanin ilgisini çekecek bir yer mevcuttur. Sahil yolu boyunca her zevke ve bütçeye uygun barinma yerleri vardir. iste bu essiz bölgemizde bulunan turistik yerler :
Ayvalikda bulunan, • Sarimsakli Plajlari ilçe merkezine 5 km uzakliktaki genis kumsalli uzun Sarimsakli Plajlari, bes yildizlidan pansiyona kadar her siniftan konaklama tesisi, orta kalitedeki lokantalarindan küçük büfelerine kadar Ayvalikin en önemli turistik yöresidir. Denizi sig ve kumsali güzeldir. • Cunda (Ali Bey ) Adasi Adi ada olmasina ragmen karayolu baglantisi bulunan Cunda, Ayvalik aksamlarinin en canli yeridir. Deniz kiyisinda açik alanlari bulunan bir dizi balikci lokantasi yan yana siralanir. Cunda güzel lokantalari yaninda zeytin agaçlari ve çamlar arasinda doga yürüyüsü yapma imkani saglamaktadir.
IZMIR Uzun ve dar bir körfezin basinda bulunan, gemiler ve yatlarla çevrelenmis bir sehirdir. Iklimi iliktir, yazlari denizden gelen serin rüzgar yazin bunaltici sicakligini azaltarak rahatlatici bir hava meydana getirmektedir. Bahçelerde, balkonlarda, kapilarin ve pencerelerin önünde, her yerde çiçekler vardir, Izmir kadar çiçekli bir kentimiz yoktur. Güney duvarlari ve bati burçlari ayakta olan kadife kale Hellen ve Roma dönemi tas iþçiliginin izlerim tasir
. Kiyilarin sekillenmesinde kiyi akintilarinin etkisi oldukça fazladir
kiyimiza nasil sahip çikacagiz!
Kiyi Ve Deniz Jeolojisi Sempozyumu
* Denizlere komsu kiyi alanlarimiz, jeomorfolojik, jeolojik, biyolojik, arkeolojik ve turizm özellikleri açilardan tasidiklari degerler nedeniyle, bilimsel, kültürel ve ekonomik olarak çok önemli yerlerdir. Ülke nüfusumuzun yaklasik % 70'inin kiyilarda yasadigi düsünüldügünde, bu alanlardan saglanacak çesitli yararlar (turizm, tarim, sulak alanlar, çesitli dogal güzellikler vb gibi konularda) ile bu bölgede yasayan insanlarin içinde bulundugu tehlikelerin (sözgelimi, deprem, tsunami, tarim alanlarinin yok olmasi, yer alti sularinin denetimsiz kullanimi, yer alti suyunun tuzlulasmasi, dogal alanlarin yok edilmesi, çarpik kentlesme vb gibi) verecegi zararlarin, bilinmesi, çözümlerin gelistirilmesi kisacasi planlamasi için merkezi ve bagimsiz bir örgütlenmenin zorunlu oldugu açikça görülmektedir.
* Liman, dalgakiran ve benzeri deniz yapilarinin insasi sirasinda kullanýlan dogal taþ olan anrosman malzemelerin standartlari düsürülmekte ve insa edilen yapinin uzun süreli dayanikliligi riske sokmaktadir. Uluslararasi ve ulusal standartlara geri dönülmeli.
* Kiyilarda yapilacak olan yapilar (sözgelimi, köprüler, barajlar, liman yapilari, tüneller, boru hatlari, enerji nakil hatlari, nükleer santraller, dogal gaz depolama tesisleri, tamami yer altinda bulunan yapilar ve binalar) deprem yönetmeliginin kapsami disinda birakilmistir. Bu yapilarin proje ve yapim asamalarinda ilgili idarelerce kapsamli analizler istemeli ve daniþman kullanmada daha titiz olunmali.
* Kiyilarda yapilan liman, iskele, tersane ve mendirek gibi önemli bayindirlik yapilari yapilirken kiyilari biçimlendiren ve degistirmeyi sürdüren dalga, akinti, rüzgar, vb dogal etkenler bilinmedigi, yeterince arastirilip incelenmedigi ve düzenli olarak izleme ve gözlemeler sonucunda derlenen veri dagarcigi bulunmadigi için, bu yapýlarda yapim sirasi ve sonrasinda önemli sorunlar yasanmaktadir.
* Kiyi alanlarimizda yerlesim bölgelerini ve turizm alanlarini tehdit eden erozyona karsi korunmak için betonarme yapilar tek çözüm kaynagi degildir. Gelismis ülkelerde Ilimli Mühendislik (soft-engineering) adi altnda kiyinin jeolojik, jeomorfolojik, ekolojik ve dalga dinamigine uygun kisacasi dogayla barisik bütünüyle dogal kaynaklarla planlanan çözümler agirlik kazanmaktadir. Sözgelimi, turistik ve jeolojik olarak çok önemli kiyilardaki erozyon sonucu asinmis gitmis plajlar dogal kaynaklarla yenilenmektedir.
* Özellikle son yillarda büyük ekonomik girdiler yaratan kiyi alanlarimizdaki turizm çabalari kiyi özellikleri gözetilmeden bilinçsizce gerçeklestirildiginden kiyilar ciddi bir sekilde tahris edilmektedir.
* Yürürlükte olan Kiyi Yasasi ve Yönetmeligi'nde kamuya ait kiyi zonu, birbiriyle iliskili olan kiyi þsekillerinin tamamini kapsayacak sekilde tanimlamistir. Buna karsilik uygulamalarda Kiyi Kenar Çizgileri olmasi gerekenden çok daha dar biçimde çizilmektedir. Bilgi eksikliginden kaynaklanan bu durum istemeyerek te olsa kiyilarin talanina yol açabilir. Bu nedenle, yönetmelikte adi geçen kiyi sekillerini ve sinirlarini hava fotograflari üzerinde ve arazide belirlemek için kiyi dinamigi konusunda deneyimli Jeoloji Mühendisi, Jeolog ve Jeomorfologlar çalistirilmali, Bayindirlik ve iskan Bakanligi'na basli "Kiyi Grubu" gerek eleman gerekse arsiv ve makine donanim yönünden güçlendirilmelidir.
* Kiyilardaki sergilenebilir güzelliklerin toplum için yerinde düzenlemelerle egitsel, bilimsel ve kültürel olarak degerlendirilmelidir. Bu yeni turizm anlayisinin adi jeoturizmdir. Yine dag, yayla, vadi, magara, kiyi, ekoloji turizmi jeoturizm kapsaminda ele alinmaktadir. Buralarda, gezi rotalarin belirlenmesi, rehber kitaplarin hazirlanmasi, ilgili panoramik yerlerde açiklamali plakalarin konulmasi, dogayi bilen rehberlerin yetistirilmesi gibi düzenlemelerle hem yöresel halkin ve bölgeye gelen çesitli yas gruplarindaki turistlerin kiyi koruma bilincini artacak, hem de ekonomiye arti bir katma deger yaratilacaktir.
* Denizlerimiz petrol ve gaz varligi açisindan umut vericidir. Denizlerimizde petrol ve gaz aramaciligi Türkiye Petrolleri Anonim Ortakligi (TPAO) ve ortaklari tarafindan sürdürülmektedir. Denizlerimizdeki bu varligin jeolojik ve jeofizik verilerle ortaya koymak ana hedeftir. TPAO yillarca denizlerimizde sürdürdügü yogun çalismalarin ürünlerini almaya baslamistir.
* Denizlerimizin bir baska degerli kaynagi ise su ve metan gazinin uygun isi ve basinç kosullarinda kristalleserek (donarak) molekül bazinda birlesiminden olusan gazhidratlardir. Teknolojik ve ekonomik kisitlar nedeniyle gazhidratlar günümüzde ekonomik olarak isletilememektedir. Ancak teknolojik gelismeler, denizlerdeki petrol/dogalgaz arama ve üretim faaliyetlerinin giderek daha derin sularda yer alan daha derin rezervuarlara yönelmesi, arama-üretim maliyetleri ve artan- yüksek petrol fiyatlari gazhidrat yataklarinin gelecekte ekonomik hidrokarbon kaynagi olarak isletilmesini olanakli kilabilecektir.
* Deprem ve Tsunami kiyi ve denizlerimizde her an etkili olabilecek önemli dogal tehlikeler arasindadir. Tarihsel kayitlar bu bilgileri destekler niteliktedir. Bu tür dalgalarin günümüzde olusma olasiligi deðerlendirilmeli, kiyi belediyeleri, endüstri, yat, balikci limanlari ve küçük tekne barinaklarinin kullanicilari ve denizcilere yönelik bilgilendirme programlari gelistirilmelidir.
* Deprem, çarpik yapilasma, kiyilarin degisimi, kirlenme, erozyon, tarim alanlari, dogal yasam alanlari, kiyilardaki kumlarin talani gibi basliklar altinda toplayabilecegimiz konularda kiyilarimizin önemli sorunlari bulunmaktadir. Bu sorunlarin asilmasinda bilgi birimi teknolojik donanimla da güçlendirilmelidir. Sözgelimi, uzaktan algilama ve küresel konumlandirma (GPS) gibi uydu yöntemleriyle kiyilarin düzenli gözlem altinda tutulmasi, denetlenmesi ve planlamasi gelismis ülkelerin sikça uygulandigi yöntemlerdir.
* Türkiye, jeolojik konum açisindan günümüze kadar kalabilen Dünyanin en yasli (190 milyon yil) denizi olan Akdeniz, Orta yasli (100 milyon yil) olan Karadeniz ve Dünya'nin en genç denizlerinden biri olan Ege denizi ile çevrilmistir. Bu farkli jeolojik geçmislerinden dolayi tüm denizlerimiz birbirinden farkli dinamik özellikler tasimaktadir. Bu konularda bilimsel arastirmalarin desteklenmesi çok önemlidir.
kaynak:  http://www.msxlabs.org/forum/turkiye-cografyasi/113168-turkiyenin-kiyilari.html

Related Posts with Thumbnails

ShareThis