Özel Arama


Aralık 2000’de gerçekleştirilen Nice Zirvesinde Avrupa Birliği Anayasası’na yönelik atılan ilk adımdan tam dokuz yıl sonra Avrupa Birliği’nin Lizbon Antlaşması bugün yürürlüğe girdi. Lizbon Antlaşması’nın yürürlüğe girmesi genel hatlarıyla önemli çünkü aksi takdirde Avrupa Birliği kendini yeniden bir kriz ortamında bulacaktı ve yeni üyelerin alımına çok sıcak bakmayacaktı. Lizbon Antlaşması sayesinde Avrupa Birliği derinleşme sürecini şu an için tamamlamış olarak yeni gelişme süreçlerine odaklanabilir. Bu süreçlerde Türkiye yer alacak mı, bunun cevabı şu an için en azından çok olumlu görünmüyor.
Uzun süren tartışmalar sonra Avrupa Birliği bugün nihayet Lizbon Antlaşmasına kavuştu. Süreç uzun sürdü zira İrlanda’da Lizbon Antlaşması Haziran 2008’de yapılan referandum ile reddedilirken ancak ikinci denemede Ekim 2009’da İrlanda halkı tarafından kabul edildi. Sonraki aşamalarda da Polonya ve Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlarının onaylama sürecini geciktirerek yeniden küçük de olsa bir heyecan yaratmış oldular Avrupa Birliği içinde. Fakat nihayet Avrupa Birliği’nin geleceğini şekillendirecek olan Antlaşma 1 Aralık 2009 itibariyle yürürlüğe girdi.
Yani artık ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger Avrupa Birliği’nde temasa geçebilecek kişiler ve telefon numaralar bulacaktır. Kissinger, zamanında Avrupa Birliği’ni şu şekilde eleştirmişti: Avrupa Birliği ile konuşmak isteyen kişi hangi telefon numarasını çevireceğini bilemez, muhatabını bulamaz zira altı ayda bir Avrupa Birliği dönem başkanları değişmektedir. Henry Kissinger artık Avrupa Birliği içinde bir hatta iki muhatap bulabilecektir. 19 kasım 2009 tarihinde Avrupa Birliği tarafından atanan ve bugün resmen göreve başlayan Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Hermann Van Rompuy ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine  Ashton Kissinger’in muhatapları durumunda. (Tıkla – 1)
Peki, bugün yürürlüğe giren Lizbon Antlaşması Avrupa Birliği için ne ifade ediyor, ne gibi yenilikler getirecek? 
- Avrupa Birliği Konsey kararlarında 2014 yılından itibaren çifte çoğunluk kuralı uygulanacaktır. Yani Avrupa Birliği yasasının kabul edilmesi için üye ülkelerin yüzde 55’inin ve Avrupa Birliği nüfusunun da yüzde 65’inin onayı gerekecek;
- Nitelik çoğunluk şartı, iltica, göç, polis ve adli konularda işbirliği alanları da dahil olmak üzere 40 politika alanını kapsayacak şekilde genişletildi;
- 2.5 yıllık süre için Avrupa Birliği’ni yönetecek bir Avrupa Birliği Konsey Başkanı;
- Dış Politikada tek sesliliği sağlamak amacıyla Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi;
- Avrupa Parlamentosu üye sayısı azami 750 ile sınırlanacak. Ülke başına en az 6 en fazla 96 üye düşecek;
- 2014 yılı itibariyle Avrupa Birliği Komisyon üyeleri sayısının 27’den 15’e düşürülecek; (Tıkla – 2)
Lizbon Antlaşmasına Türkiye açısından baktığımızda katılım müzakerelerin ilerleyişine yönelik herhangi bir yenilik getirmediği gözlemlenmektedir. Lizbon Antlaşması’nın yürürlüğe girmesi genel hatlarıyla önemli çünkü aksi takdirde Avrupa Birliği kendini yeniden bir kriz ortamında bulacaktı ve yeni üyelerin alımına çok sıcak bakmayacaktı. Lizbon Antlaşması sayesinde Avrupa Birliği derinleşme sürecini şu an için tamamlamış olarak yeni gelişme süreçlerine odaklanabilir. Bu süreçlerde Türkiye yer alacak mı, bunun cevabı şu an için en azından çok olumlu görünmüyor.
(Yrd. Doç. Dr. M. Nail ALKAN, Avrupa Birliği – Balkanlar – Ege - Kıbrıs Masası, Kıdemli Araştırmacı)

Categories:

0 Response for the "Lizbon Antlaşması(1.12.2009) Arşiv"

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails

ShareThis